OTİZM SPEKTRUM BOZUKLUĞU DESTEK EĞİTİM PROGRAMI

Tanımı: Yaygın gelişimsel bozukluk içinde değerlendirilen otizm terimi yerini, “Otizm Spektrum Bozukluğu (OSB)” terimine bırakmıştır. Otizm spektrum bozukluğu, “yaygın gelişimsel bozukluk” terimi ile eşanlamlı olup, ileri düzeyde ve karmaşık bir gelişimsel yetersizlik anlamında kullanılmaktadır. Otizm Spektrum Bozukluğu: Bebeklikten itibaren karşısındakinin gözüne bakmada, ortak dikkat ve işaret etme davranışlarındaki yetersizlik ve isteksizlikle kendini belli eden, üç yaşından önce ortaya çıkan, ciddi sosyal etkileşim ve iletişim bozukluğunun yanında sosyal davranış, dil, algısal fonksiyonlar, tekrarlayan davranışlar ve ilgilerle kendini gösteren, yaşam boyu süren, belirtilerin görünümünde ve şiddetinde bireyden bireye farklılık gösteren, hafiften ağıra kadar değişen çeşitli özellikleri olan gelişimsel bir bozukluktur.

OTİZMİN GÖRÜLME SIKLIĞI

  • Otizm her sosyo-ekonomik düzey ve etnik kökenlerden gelen çocuklarda görülmektedir.
  • Yapılan araştırmalar otizmin küçümsenmeyecek oranda yaygın olduğunu göstermektedir.
  • Erkek çocuklarında kız çocuklarına oranla 3-5 kat dafa fazla olduğu öne sürülmüştür.
  • Zaman içinde sıklıkla izlenen bu artış için farklı görüşler vardır.
  • Bir görüşe göre çevre kirliliği, radyasyon, beslenme alışkanlıklarının değişmesi gibi nedenlerle hastalığın giderek arttığı savunulmaktadır.
  • Diğer bir görüşe göre hastalık artık daha iyi tanınmakta ve hafif formlarının da bu sayıya eklenmesiyle sıklık oranında artış gözükmektedir.
  • Genetik bilimleri açısından bir değerlendirme yapıldığında, bir ailede bu hastalığa sahip biri varsa otistik bir çocuğa sahip olma riskinin %5-8 arasında olduğu tahmin edilmektedir.
  • Otizm, günümüzde rastlanan en yaygın nörolojik bozukluktur ve Hastalıkları Kontrol Etme ve Önleme Merkezi (Centers for Disease Control Prevention)’nin verilerine göre 2006 yılında her 150 çocuktan 1’inin otizm tanısı aldığı tahmin edilirken, son bilgiye göre her 54 çocuktan 1’inin otizm tanısı aldığı tahmin edilmektedir.

OSB’Lİ ÇOCUKLARIN GENEL ÖZELLİKLERİ

  • Göz teması kurmazlar. Pek çok kişinin göz kontağı kurduğu durumlarda göz kontağı kurmamak ya da çok kısa sürelerle göz kontağı kurmak.
  • Ortak ilgide sınırlılık. Başkasının işaret ettiği yere bakmamak.
  • Başkalarının yaptıklarına karşı ilgisizlik.
  • Diğer çocuklarla etkileşimde isteksizlik.
  • Yalnızlığı yeğlemek.
  • Başkalarının duygularını anlamakta yetersizdirler
  • Sözel veya sözel olmayan birtakım ifadelere tepki vermeyebilirler
  • Zihinsel birtakım engelleri vardır IQ seviyesi çoğunda 50’nin altında çok azında ise 50–70 arasında veya 70’in üstündedir.
  • Etraftaki birtakım değişikliklere stresli bir tepki gösterirler.
  • Bazıları bir takım ses, koku veya dokunuşa aşırı hassastır.
  • Bazıları ise sıcak, soğuk veya acıya karşı oldukça duyarsızdır.
  • Bazı çocuklar ev veya oda düzenlerinin bozulmasına karşı aşırı tepki gösterebilirler.
  • Rutin olarak görmeye veya yapmaya alıştıkları şeyleri severler
  • Bazı çocuklar çok saldırgan olurlar. Kendilerine, başkalarına ya da eşyalara zarar verebilirler.
  • Hareket takıntıları vardır. El çırpmak, sallanma, koşma, zıplama, dönme gibi yinelemeli davranışları uzun süreli yapmak.
  • İlgi takıntıları. Bir ya da birkaç sıra dışı konu ile aşırı derecede ilgilenmek ve sürekli bu konularda uğraşlarda bulunmak
  • Düzen takıntıları.
  • Tehlike veya korku duygusu hissetmezler.
  • Yemek yeme bozuklukları vardır.
  • Bazıları yenmez şeyleri yemekten hoşlanırlar (Katran, cam vb)
  • İletişim için konuşmayı kullanmazlar.
  • Kullandıkları kelimeler çok sınırlıdır ve genellikle etraflarında sık duydukları sözleri kullanırlar.
  • Bazen de konuşulanları papağan gibi tekrarlayabilirler.
  • Sosyal ve duygusal açıdan kendilerini izole ederler
  • Çoğunlukla insanları değil de objeleri ve cansız varlıkları tercih etmektedirler.

FARKINA VARMA VE ERKEN BELİRTİLER

OSB’nin erken tanılanması ve erken müdahalenin yapılabilmesi için doğumdan hemen sonra 12-18 aylar arasında ortaya çıkan belirtileri dikkate almak önemlidir. Bu belirtiler anne-babalar ya da kısa süreli muayene sırasında hemşire, doktor gibi sağlık personeli tarafından fark edilebilir.

ERKEN DÖNEM BELİRTİLERİ:

  • 6 ayı tamamladığı halde başkalarına gülümsememek,
  • 9 ayı tamamladığı halde önündeki ya da arkasındaki seslere, gülümsemelere ve yüz ifadelerine karşılık vermemek,
  • 12 ayı tamamladığı halde agulamamak,
  • Parmakla bir nesne ya da kişiyi işaret ederek gösterememek,
  • “Bay bay” gibi jestleri yapamamak,
  • 16 ayı tamamladığı halde tek bir sözcük söyleyememek,
  • 24 ayı tamamladığı halde iki sözcüklü basit cümleleri kuramamak,
  • Hangi ayda olursa olsun gelişimde gerileme göstermek; örneğin, daha önce söylediği bazı sözleri söylememeye ya da yaptığı davranışları yapmamaya başlamak.

Otizmli çocuklarda aşağıdaki belirtiler de sıklıkla görülür;

  • Normal öğrenme tekniklerine karşı duyarsız davranma
  • Acıya karşı duyarsız olma
  • Esprileri anlayamama
  • Tehlikeye karşı duyarsızlık
  • Kendilerine ve eşyalara zarar verme
  • İnatçı ve hırçın olma
  • Sıklıkla yeme bozukluğu
  • Sürekli olarak aynı oyunları oynama
  • Objelere aşırı bağlılık
  • Bir cismi takıntı yapma
  • Konuşma şekilleri ve ses tonlarında tekdüzelik
  • Uygun olmayan cümleler ile konuşma
  • Konuşmanın iletişim aracı olarak görülmemesi
  • Kısıtlı ya da hiç olmayan göz teması
  • Sarılma ve öpme gibi fiziksel temaslardan hoşlanmama
  • Konuşmada gecikme
  • Çevrelerine karşı ilgisizlik
  • Hep aynı kelimelerin tekrar edilmesi
  • Kendilerini yaşıtlarından izole etme
  • tekmeleme,

ÖZELLİKLERİ

Sosyal etkileşimdeki yetersizlikler, dil ve iletişim becerilerindeki sınırlılıklar, takıntılı ve sıra dışı davranışlar hepsinin ortak özellikleri olmasına rağmen, bu gözlenen özelliklerin derecesi ve bilişsel özellikleri çocuktan çocuğa değişebilmektedir. Her OSB olan çocuğun özelliklerinin kendine özgü olduğu unutulmamalıdır.

OTİSTİK ÇOCUKLARIN DAVRANIŞSAL BOZUKLUKLARI

Öfke Nöbetleri

Temper tantrum, öfke nöbetlerine verilen isimdir.

Genellikle 2-5 yaş döneminde belirginleşir. Bu dönemde konuşma çok az ya da hiç olmadığından, çocuk isteklerini sözel olarak ifade edememektedir. İsteğinin yapılmaması, ortamda istemediği bir durumun oluşması ya da başarısız olduğu zamanlar açığa çıkabilir

Öfke nöbetleri; çığlık atma gibi küçük boyutlarda olabileceği gibi çoğu otistik çocukta, öfke nöbeti olarak adlandırılan

  • tekmeleme,
  • ağlama,
  • bağırma,
  • kendine zarar verici davranışlar (otomütilasyon)
  • kendini yere atma
  • ellerini kanatacak derecede ısırma,
  • başını vurma,

yetişkinlere ve diğer kişilere, eşyalara zara verme gibi büyük boyutlarda da ortaya çıkmaktadır.

Saldırganlık

Bazı otizimli çocuklarda saldırganlık, belirgin bir davranış biçimi olabilir.

Bu davranışların nedenleri:

  • Anne ve babaların hatalı tutumları,
  • çocuğun sık sık cezalandırılması,
  • Davranışlarının gereksiz yere engellenmesi,
  • Şımartılması veya ilgilenilmemesi saldırgan davranışların ortaya çıkmasına sebep olmaktadır.

Saldırganlığın ileri aşamaları ilaç tedavisi gerektirebilir ve bu tedaviden sonuç alınabilir

Stereotip Vücut Hareketleri

Otizmli çocukların çoğunda tekrarlayıcı stereotpik davranışlar vardır.

  • vücudu döndürme,
  • sallanma,
  • el çırpma,
  • nesnelere vurma çevirme,
  • ışığa bakma,
  • sürekli aynı şeyleri tekrar etme,
  • amaçsız dolanma gibi

Bu durum zekâ düzeyi düşük otistiklerde daha sık görülür.

Hiperaktivite

Otistik çocukların çoğu hiperaktiftir, yani aşırı hareketli ve dikkatleri dağınıktır. Bu durum özellikle küçük yaşlarda çok belirgindir, bazen de uzun süre devam eder. Dikkat problemi olan bu çocuklar küçük bir detayı fark ederken, bütünü kavramakta zorlanır.

Korkular ve Fobiler

Korku; özel bir duruma, kişiye ya da nesneye heyecansal tepkidir. Korkular çocuklarda oldukça sık rastlanan tepkilerdir. Kendini ifade edemeyen çevresindekilerin farkında olmayan otizmli çocuklarda da özel korkular görülebilir.

Otizmli çocukların kalabalık ortamlarda (stadyum gibi) bulunmayı reddetmeleri örnek olarak verilebilir.

Saplantılar

Otizimli çocuklarda saplantılar oldukça çok görülür.

  • Nesneleri bir düzene dizme,
  • Farklı şekildeki ve renkteki cisimleri gruplama,
  • Anlamsız düşünceleri zihninden atamama
  • Bir konu ile aşırı ilgilenme, bazen, aynı konuya ya da ayrıntıya takılma ve saatlerce konu hakkında konuşma gibi
  • Sokak levhaları, sayılar, köprüler, araba plakaları vb. birçok şey konu olabilir.
  • Diş Gıcırdatma (Bruksizm) otizmli çocukların büyük bölümünde görülür. Diş gıcırdatma oral motor uyaran ihtiyaçlarından kaynaklanıyor olabilir. Bu durum bazen geçici bazen de devam eden bir özellik gösterebilir. Yapılan araştırmalar diş gıcırdatma ile epilepsi arasında ilişki saptamıştır.

OTİZMLİ ÇOCUKLARIN GELİŞİMSEL ÖZELLİKLERİ

Otizmli çocukların hepsinin özellikleri birbirinden farklıdır. Onlar birbirinden farklı gelişimsel özellikler nedeniyle en ağırdan hafife doğru bir spektrum (yelpaze) içinde değerlendirilirler.

Otizmde görülen bazı belirtiler bir çocukta yoğun olarak gözlemlenirken, diğer çocukta nadir olarak gözlenir veya hiç görülmeyebilir.

Bazı otizm belirtileri zaman içinde kaybolabilir ya da yerini farklı davranışlara bırakabilir.

Zihinsel Gelişim Özellikleri

Otistik spektrum bozukluğunda zeka düzeyine göre yapılan gruplama hala en çok kabul gören ayrımdır.Otizmli çocukların zihinsel gelişimleri üzerine yapılan çalışmalarda bu çocuklar zihinsel performansları yönünden iki alt gruba ayrılmıştır.

  • Zihinsel becerileri normal olanlar yüksek fonksiyonlular olarak,
  • Zihinsel olarak yetersiz görünenler ise düşük fonksiyonlular olarak tanımlanmışlardır.
  • Otizmli çocuklar ile ilgili olarak yapılan araştırmalar bu çocukların
  • % 40’ının 40–50 IQ
  • %30’unun 50–70 IQ (hafif MR)
  • ve %30’unda da 70 ve daha fazla IQ skoruna sahip olduğunu vurgulamaktadır
  • Otistiklerin %10’unda bazı konularda üstün özellikler,
  • %1’inde de olağan üstü yetilere rastlanabilir
  • Küçük yaşlarda düz çizgiler ve karalama yaparken, bazı otizmli çocuklar ayrıntılı çizimler, üç boyutlu gerçekçi resimler çizebilirler,
  • Gördükleri resimleri (röprodiksiyonları) çok iyi kopya ederler
  • Karmaşık yap-boz oyunlarını yapabilirler,
  • Mekanik oyuncakları kolaylıkla söküp takabilirler
  • Bazıları konuşmaya başlamadan 2–3 yaşlarında kendi kendine okumayı öğrenir. Ama okuduklarından bir anlam çıkaramazlar. Bu durum ’hiperleksi’ olarak tanımlanır Otistiklerin %10-20’sinin hiperleksik olduğu bilinir
  • Gelişmiş işitme yetenekleri olanlar, önceden öğrenmedikleri müzik aletlerini çalabilirler, bir şarkıyı bir kere dinlemekle çalabilir veya işittikleri müziğin notalarını çıkarabilirler Bu çocukların kuvvetli bir hafıza yeteneğinin olduğu da bilinmektedir.

Dil Gelişimi Özellikleri

Üç yaşına kadar normal gelişim gösteren birçok çocuk dili öğrenmede beklenen önemli bir kaç aşamayı geçer.

Bebekler doğdukları andan itibaren gülümser görünürler. Ancak, bunlar sosyal gülümseme değildir. 2. veya 3. ayda ise, artık bebekler tanıdıkları kişilere gülümsemeyi öğrenirler. Özellikle annelerine ve bakıcılarına gülümseyerek tepki verirler ilk 3–4 ay içinde de agu sesi çıkarırlar ağlarlar ve esnemeye başlarlar.

Birinci doğum gününe doğru bebek tipik olarak

  • İlk kelimeleri söyler,
  • İsmi söylendiğinde döner bakar,
  • İsteyeceği bir oyuncağı işaret eder,
  • Hoşlanmadığı bir şey önerildiğinde hayır anlamında tepkide bulunur
  • İki yaşına kadar çocuk “köpeğe bak” veya “daha fazla kurabiye” gibi cümlecikleri konuşur ve basit yönergeleri takip edebilir
  • Araştırmalar göstermiştir ki, otistik tanısı konmuş çocukların yaklaşık yarısı yaşamları boyunca sessiz kalmıştır.
  • Bazı otizmli bebeklerde yaşamların ilk 6 ayında babıldamalar (ba-ba, ba sesleri) olur fakat sonra kesilir.
  • Bu çocuklarda konuşma gelişse de, dilin fonksiyonel olarak kullanımı gelişmez, seslere karşı tepkisiz kaldıkları gözlenmiştir
  • Bazı otizmli çocuklar, 0–2 yaş döneminde tamamen sessiz kalır.
  • Bazıları ise yaşıtları gibi birkaç sözcük öğrenebilirler. Otizmin 2 ana semptomu konuşma, dil ve iletişim problemidir. Otizmli çocukların %40’ının konuşması gelişmeyebilir.
  • Bazı otizmli bireyler işittiklerini papağan gibi tekrar ederler, bu durum ekolali (yansımalı konuşma) diye adlandırılır.
  • Israrlı eğitim olmaksızın, başka insanların cümleciklerini yankılı tarzda tekrar otizmli bireylerin devam eden tek dili olabilir.
  • Tekrarladığı sorduğu bir soru, soru gibi tekrar olabilir veya televizyondaki bir reklâm olabilir.
  • Bazıları haftalar önce söylenen bir cümleyi tekrarlayabilir.
  • Dil bilgisi kurallarını öğrenmede güçlükler yaşarlar.
  • Dili kavramadaki zorlukları, basit şakaları, soru ve emirleri anlayamama şeklinde ortaya çıkabilir.
  • Otizmli bireyler zamirleri karıştırmaya da eğilimlidir. “benim”, “ben” ve “sen” gibi kelimeleri konuştuğu kişiye bağlı olarak anlamlarını değiştirerek kullanmakta sorun yaşarlar.
  • Otizmli çocuklar sözel ifadelerinde kendilerinden 3. tekil şahısmış gibi bahsederler (örneğin su istiyor gibi).

Sosyal Duygusal Gelişim Özellikleri

Leo Kanner otizmi tanımlarken sosyal çekingenliği en önemli belirti olarak, değerlendirmiştir. Günümüzde de çocukların sosyal iletişim becerilerindeki problemler, otizmin tanısını belirleyen etkenlerden biri olarak sayılmaktadır.

  • Otizmli çocuklar, basitten karmaşığa bütün sosyal becerileri sergilemekte problem yaşamaktadırlar.
  • Diğer çocuklar, birçok sosyal beceriyi başkalarını taklit ederek ve gözlemleyerek öğrenirler. Bunun aksine otizmli çocuklar, taklit etme becerilerde yetersizliklerin olması, onların sosyal oyun oynama becerilerinin gelişmemesine yol açmaktadır
  • Otizmli bir çocuk oyuncaklarla amacına uygun bir şekilde oynayamaz ya da oyuncaklara ilgi göstermez. Daha çok çevresinde gördüğü eşyalarla (mutfak eşyalarıyla) ilgilenir. Bazen yalnız arabanın tekerlekleriyle bazen sadece arabanın çıkardığı sesle ilgilenerek, arabayı saatlerce ileri-geri sürüp oynayabilir.
  • Kendi başlarına oynamayı tercih ederler. Örneğin legoları tren gibi dizebilirler veya üst üste koyup kule yaparlar.

Otizmli bireyler normal akranları ile sosyal ilişki kurmakta da güçlükler çekerler. İletişim kurdukları kişilerin duygularını anlamakla ve kendi duygularını ifade etmekle ilgili güçlükleri vardır.

Bu çocuklarda görülen sosyal gelişim özellikleri;

  • Fiziksel temastan kaçınma,
  • Göz kontağı kurmaktan kaçınma veya kısa süreli göz kontağı kurma,
  • İnsanların jest ve mimiklerine duygularına karşı tepkisizdirler,
  • Sosyal kuralları anlamama,
  • İnsanlara oyunlara ve çevreye karşı ilgisizlik,
  • Yyun oynama becerilerinde yetersizlik olarak ifade edilir

Motor Gelişim Özellikleri

Otizmli çocuklarda motor becerilerin gelişimi genellikle kronolojik yaşlarına yakındır. Bu çocuklar hareketin yönergeye uygun ve seri olarak gerçekleştirilmesinde zorluklar yaşayabilirler.

Örneğin; kâğıt kesme, bir kutu içine küpleri atma gibi ince motor becerilerde yetersizlikleri gözlenmektedir.

Otizmli çocuklarda görülen motor problemler motor koordinasyon problemleri ile ilişkilidir.

OTİZMLİ ÇOCUKLARDA GÖRÜLEN DUYUSAL PROBLEMLER

İşitsel Problemler

Seslere karşı çok değişik tepki gösteren otistik çocukların erken çocukluk döneminde bazı seslere hiç tepki vermemesi, birçok anne babayı çocuklarda işitme problemi olduğu düşüncesine yöneltmektedir. Otizmli çocuklar, dışardan gözlendiklerinde sesleri işitmiyormuş gibi görülebilirler. Hatta bazen kendi isimlerine bile tepki vermeyebilirler.

Bu alanda yapılan incelemelerde, otizmli çocukların kalabalık alanlardaki sesleri seçemedikleri ve bu ortamlardan rahatsız oldukları saptanmıştır.

Yapılan işitme testlerinde ise, otizmli çocukların işitme kabiliyetlerinin normal olduğu, ancak konuşma sesleri gibi kompleks sesleri algılamada problemleri olduğu ortaya çıkmıştır.

İşitme ile ilgili problemleri, hem kelimelerin algılanmasıyla, hem de konuşmanın perdesi ve tonuyla ilgilidir.

Çevrelerindeki uyarılara çok açık olmamaları nedeniyle bazen seslere tepkisiz kalabilmektedirler bazen de aşırı tepki verebilirler.

Örneğin çalar saatin sesinden dehşete kapılabilirler fakat araba kornasının sesinden etkilenmeyebilirler.

Görsel Problemler

Otizmli çocuklarda gözlerin ve retinanın fonksiyonu genelde normaldir. Bu kişiler göz değerlendirme sınavından geçerler. Problem, görsel bilginin beyne iletilmesinden kaynaklanmaktadır. Otizmli çocukların insan yüzüne ve çevresindeki birçok nesneye bakmamalarına karşın, hareket eden, dönen, parlak olan bazı nesnelere çok uzun süre bakabildikleri bilinmektedir. Bazılarının zaman zaman ışıktan rahatsız oldukları, hatta karanlık bir odada daha rahat ettikleri görülebilmektedir. Otizmli çocuklarda görülen görme ile ilgili problemler; göz kontağının zayıf olması, yan bakarak izleme, göz kırpma ve ışıktan rahatsız olma şeklindedir

Dokunma Duyusu ile İlgili Problemler

Normal gelişim gösteren bir bebek ilk üç ayda annesi onunla konuşurken, ona gülümser ve bazı sesler çıkarır. Daha sonraki aylarda ise, kucağa alınmak için kollarını kaldırır. İnsanlarla ilişki kurmaktan hoşlanır. Dokunma (Taktil) sistemin nöronları derinin hemen altında bulunur ve beyne mesajlar gönderirler.

Bu mesajlar;

  • Hafif dokunuş,
  • Isı, acı ve sıkıştırma gibi hislerdir.

Bunlar kişiye çevre hakkında bilgi verirler.

Bu sistemdeki sorunlar kişinin dokunulmaya karşı direnç göstermesini, bazı yemekleri yememesini, bazı kıyafetleri giymemesini, ellerin yıkamamasını, ellerini hiçbir şeye sürmemesini ve ellerini kullanmamasını, acıya karşı hissizmiş gibi davranmasını, içine dönük yaşamasını(izole olmuş bir şekilde),genel irrite halini ve hiperaktif olmasını sağlar.

Herhangi bir kimse tarafından dokunulmaya, kucağa alınmaya tepki gösteren otizmli çocuklar ise, fiziksel teması reddetmekte ve çevreleriyle ilişki kurmaktan kaçınmaktadırlar.

Vestibular Sistemle ile İlgili Problemler

Vestibular sistem iç kulaktaki yarım daire kanallarıyla ilgilidir ve başın dönme ve eğilme hareketlerini kontrol eder ve başın hareket ve pozisyonunda oluşan değişikliklerin ortaya çıkarıldığı duyumların algılanmasıyla ilişkilidir. Bu sistemdeki bozukluklar çocuğu sıradan faaliyetler olan salıncakta sallanmaktan, kaydıraktan, rampalardan alıkoyar. Merdivenlerde sıkıntı yaşarlar boşlukta kaybolmuş hissine kapılırlar. Bazı otizmli çocuklar tırmanma, tek ayak üzerinde durma, bir çizgi üzerinde yürüme, sıçrama gibi becerileri gerçekleştirme ile ilgili güçlükler yaşarlar. Ayrıca, bu çocukların bir hareketi ardışık olarak yapma, harekete kendiliğinden başlama ve bitirme ile ilgili problemleri de olabilir. Bu bozukluklar basit hareketlerden karmaşık hareketlere doğru farklılık gösterebilir. (Yüz ifadesinin bozukluğu ya da bütün vücudun sallanması gibi)