5 Aralık 2022

Dil Gelişimi Tanımı Ve Önemi

Dil, insanlara özgü olan, iletişimi sağlamada araç olarak kullanılan sesler, sembol ve sözcükler gibi temel birimleri içine alan sistemdir. Dil; duyguları düşünceleri, tutumları, inançları, değer yargılarını anlatma ve öğrenmede, algılanan veyaşanan olaylarla ilgili bilgileri, kültür birikimini aktarmada; soru sormak, emir vermek istekte bulanmak gibi işlevleri gerçekleştirmek için kullanılan bir araçtır.

Konuşma ise dilin sese dönüştürülmüş biçimi olarak ifade edilir.

Dil gelişimi; seslerin, kelimelerin, sayıların, sembollerin kazanılması, saklanması ve dilin kurallarına uygun olarak kullanılmasını içeren bir süreçtir. Dil gelişimi, doğumdan itibaren başlar ve yaşam boyu devam eder.

Dil ve öğrenme arasında önemli bir ilişki vardır. Dil, öğrenmeyi kolaylaştırır. Öğrenme sürecinde ise çocuğun dili gelişir. Dil gelişiminde, sesin duyulması dili kullanma deneyimlerinin bulunması gerekir. Çocukların, çevresindeki bireylerin konuşmalarını taklit ederek dili öğrendikleri ileri sürülür. Çocuğun dil gelişiminde iletişim kurma, diğerlerinin dikkatini çekme, isteklerini duygu ve düşüncelerini iletme ihtiyacı vardır.

Dilin bir başka özelliği de dil ve kritik yaş ilişkisidir. Dünyadaki bütün çocuklar, kendi dillerini 2-5 yaşları arasında öğrenir.

Dilin iki temel bileşeni vardır:

Reseptif Dil (Alıcı Dil, Anlama Dili): Sözel uyaranların duyu-sinir ağı ve işitsel-algısal süreçler aracılığı ile alınması ve anlaşılması olarak tanımlanır . (Miller ve ark. 1980, Behrman ve Vaugan 1987, Smolak 1982).

Ekspresif Dil (Anlatım Dili): Duyu-sinir ve motor sinir işlevler (nefes alma, ses çıkarma, rezonans, artikülasyon mekanizmaları gibi) ile zihinsel kavramın bir ses imgesi aracılığıyla ifadesidir .(Miller ve ark. 1980, Behrman ve Vaugan 1987, Smolak 1982).

“Fonoloji” , ses sistemi ya da fonem (dilin temel sesleri), morfem (fonemlerden oluşan anlamlı ses birimleri) ve kelimelerin ses yapısı; “Sentaks”, isim, fiil, cümle kategorileri, söz dizimi ya da gramer; “Semantik” kelime ve cümlelerin anlamı ve birbiri ile ilişkisi; “Pragmatik” ise sosyal iletişimi sağlamada dilin kullanımı için kullanılır (Lewis 1982).

Dili Oluşturan Sistemler

Dil gelişimi konusunda yapılan çalışmalar doğrultusunda dil gelişimi; ses, sıra ve anlam sistemlerinden oluşur. Bunlar aşağıdaki gibi ifade edilebilir.

1) Ses Sistemi

  • Konuşma dilinde anlamı ayırt etmeye yarayan en küçük ses birimleri ses sistemlerini oluşturur.
  • Çocuklar sesin akışını duymalıdır. Sesin akışını algılayan çocuk, bu sesleri küçük parçalara bölerek kendi dilini oluşturmaya başlar.
  • Ünlü ve ünsüz ses birimlerinin farklı bileşimler hâlinde kullanılmasıyla sözcükler meydana gelir. Her dilin kendine özgü ses sistemleri vardır.
  • Çocuklar yaklaşık olarak 2,5 yaşlarına kadar tüm ünlü ve ünsüz sesleri çıkarabilir. Tüm seslerin çıkarılması 7-8 yaşlarına kadar sürer.

2) Sıra Sistemi

  • Cümlenin yapısını oluşturan ses gruplarının cümle içinde sıralanmasını ifade eder. Cümlenin yapısını oluşturan ögelerin anlamlı bir biçimde birleştirilmesi ile ilgili kuralları kapsar.
  • Çocuğun ilk ifadeleri tek sözcükten oluştuğu için çocuk sıra sistemi ile ilgili kuralları, iki sözcük döneminde kullanır.
  • Çocukların ses gruplarındaki sıraya dikkat etmesi gerekir. Dikkat edilmediğinde cümlelerin anlamları değişebilir. Örneğin “Ali elma ister.” cümlesi sıra değiştiğinde “elma ister Ali” anlamsız bir biçime dönüşebilir.

3) Anlam Sistemi

  • Anlam, dili kullanmanın en önemli bölümünü oluşturur. Seslerin, semboller aracılığı ile nesne ve olaylarla ilişkisini ifade eder. Sözcükler, belli bir anlamı ifade etmek için gereklidir.
  • Çocuk, dili anlamlı olarak kullanmaya başladığında belirli durumlar ve nesnelerle kendi düşünceleri arasında anlamlı ilişkiler kurmaya başlar. Çocuk, sözcük ve cümlelerini belli anlamlar oluşturmak üzere kullanır.
  • Anlamsal gelişim ile bilişsel gelişim düzeyi paralel ve yakın bir gelişme gösterir. Çocuk, bilişsel kavramları kazandıkça, dilin anlamsal yönü de zenginleşerek gelişir.

Konuşma Öncesi Dönem

Konuşma öncesi dönem; yeni doğan dönemi (ağlama), gığıldama, mırıldanma, mırıldanmanın tekrarı dönemlerinden oluşur.

Yeni doğan dönemi (ağlama) ; 0-6 haftalık bir dönemi kapsar.

  • Yeni doğanın davranışlarının çoğu istem dışıdır. İlk 3 haftada çıkarılan sesler farklılaşmamış, amaçsız, anlamsız rastgele çıkarılır.
  • İkinci 3 haftalık dönemde farklılaşmış sesler ortaya çıkar. Çıkarılan bu sesler, uyarıcı ile ilişkili olup genellikle açlık ve rahatsızlık ağlamalarıdır. Ağlama, bebeğin ihtiyaç ve isteklerini belirten ilk tek iletişim yoludur. 1. ayın sonunda anne, sesin farklılığına göre ağlamanın nedenini (açlık, kızgınlık, acı) belirleyebilir.
  • Çıkarılan sesler, anlam yönünden incelendiğinde ham sözcüklerin başladığı; bebeğin başkalarının sesine tepki gösterdiği dönem olduğu görülür.

Gığıldama dönemi, 6 hafta ve 3 ay arasındaki dönemi kapsar .

  • Ağlama ile birlikte bebekler basit sesler çıkarır. Çıkarılan bu sesler evrenseldir. Bebeğin bu sesleri çıkarmasında bilinç yoktur. Bebek rahatsızlığını ifade eden seslerin yanı sıra mutluluk ve rahatsızlığını ifade eden sesler de çıkarır.
  • İki aylık bebeğin,ağız kasları kontrolü gelişimini sürdürürken bebek ağız hareketlerini başlatıp durdurabilir. 2 ve 3 aylık dönem, gülme ve gığıldama dönemidir.
  • Çocuk, sesi ses olarak çıkardığını bilir. Çıkardığı seslerden mutlu olur, ses oyunları oynar ve kendiliğinden ses üretimi başlar.

Rastgele olarak çıkarılan sesler a, u, o ünlü seslerini uzatır. Daha sonra da bu seslerin sonuna h eklenerek ah, uh, şeklinde sesler üretirken s, k, g gibi yumuşak damak ve gırtlak seslerini çıkarır. Ses üretimi hâlâ refleksiftir. Çıkarılan sesler, anlam yönünden incelendiğinde hoşnutluğu ve hoşnutsuzluğu belirten seslerdir.

Mırıldanma dönemi, 3-6 aylar arasında görülür.

  • Bebeğin ses mekanizması üzerindeki kontrolünün arttığı görülür. Dili yuvarlama ve ileri uzatma becerisi görülür.
  • Bu dönemde bebek, ünlü ve ünsüz seslerin çeşitlerini üreterek bunları tekrar eder. Buna vokal jimnastik denir.
  • Bebeğin tekrar etmekten hoşlandığı bu sesler “ma-ma-ma”, “ba-ba-ba” gibi seslerdir. Görüldüğü gibi bebek, ünsüz benzeri seslerle ünlü benzeri sesleri birleştirerek iki heceli sözcükler oluşturmaya başlar.

Bu dönemde b, m, p gibi dudak sesleri çıkarır.

Mırıldanmanın tekrarı dönemi, 6-9 aylar arasında görülür.

  • Bu dönem, ses oyunlarının tekrarı dönemi olarak da ifade edilir.
  • Bebek, ses üretimi ile işitmeyi birleştirir. Seçilmiş işitilen sesleri tekrarlar.
  • Mırıldanmanın tekrarının görülmemesi, bu dönemde dil problemlerinin, işitme kaybı, zihinsel gerilik gibi durumların ortaya çıktığını gösterir.
  • Bebeğin ağız hareketlerinde çeşitlilik görülür. Bebeğin çıkardığı sesler, hece tekrarına dönüşerek daha çok çevredeki dilin niteliklerini kazanır.

Önceleri p, b, d gibi dudaksı ve diş eti patlamalı sesler çoğunluktadır. Ünlü ünsüz birleşimlerinin tekrarıyla “ba-ba-ba”, “de-dede” “ma-ma-ma” şeklinde görülür.

  • Bu dönemde çocuk, değişik sesler çıkarır. Çocuklar kelime söyleyene kadar, çocukla beraber bu seslerin tekrar edilmesi teşvik edicidir.
  • Bu dönemde çocuk, bütün ses mekanizmasını serbestçe hareket ettirmeyi öğrenir. Bebeğin ses oyunlarında ritim kullandığı görülür.
  • Bebeğin çıkardığı sesler, anlam yönünden incelendiğinde dikkati çekme, sosyalleşme için kullanıldığı, hoşnutluk verici bir durum veya nesne hatırlandığında sesin yeniden ortaya çıktığı görülür.

Konuşma Dönemi

Konuşma dönemi; ses, sözcük, tek sözcük, iki sözcüklü ifadeler, üç ve daha fazla sözcüklü ifadeler ve gramer kurallarına uygun konuşma dönemlerini kapsar.

Ses Sözcük Dönemi, 9-12 aylar arasında görülür.

  • Bu dönem, tekrarlama ya da çeşitlenmiş mırıldanma dönemi olarak da ifade edilir. İnsan seslerini bilinçli bir şekilde taklit eder.
  • Çocuğun sık sık mırıldanarak yetişkin konuşmasına benzeyen dizeler oluşturduğu görülür. Bu sesler anlamdan yoksun, akıcılık özelliği olan, düz cümle ya da soruya benzeyen acele mırıltı şeklindedir. Bu anlaşılmaz konuşmalara, jargon denilmektedir.
  • Mırıldanmalar, çocuk için sözcük yerini tutar. Dil bilimcilerin, ilk sözcüğün söylendiği bir yaş civarını genellikle dilin başlama noktası olarak kabul ettiği görülür. Bu dönemde çocuk, birkaç jesti ve sözcüğü anlar. Bu aşamadan sonra bebekler, artık anlamları araştırmaya kendi dillerini öğrenmeye hazır durumdadır.

Tek sözcük dönemi, 12-18 aylar arasında görülür.

  • Çocuğun gerçek konuşmaya geçmesi bu dönemin özelliğidir. Mırıldanma ile gerçek konuşma arasında bir suskunluk dönemi geçtikten sonra sözcük, sesle oynamanın rastlantısal olarak ortaya çıkar. Tekrarlanmalar yolu ile uygun olarak kuvvetlenir.
  • Sözcüğün ilk yaşın sonuna doğru, 1-2 yaşlar arasında görülmeye başlamasıyla dilin başladığı düşünülür. Çocuğun sözcüklerinin gerçek bir sözcük olarak kabul edilmesi için çocuk bu sözcüğü, belli bir durum ya da nesneyi belirtmek üzere tutarlı ve doğru olarak kullanmalıdır.
  • Çocuğun ilk anlamlı konuşmaları “mama”, “baba”gibi tek sözcüklerden meydana gelir. Bu sözcüklerde Çocuk; insanlar, oyuncaklar, yiyecekler, giyecekler gibi bildiği dünyadan söz eder.
  • Dönemin sonuna doğru sözcük hazinesi gelişme gösterir. İlk sözcükler; kendine yakın insanlarla (anne, baba), hareket eden nesnelerle (top, araba, ayakkabı), tanıdık durumlarla (bay bay, başbaş, yukarı) tanıdık hareketlerin sonuçları (kirli, ıslak) ile ilgilidir. İkinci yılın son yarısında bebekler, duygularını “mutlu”, “üzgün”, “kızgın” gibi sözcüklerle nitelendirmeye başlarlar.

İki Sözcüklü İfadeler Dönemi, 18-24 aylar arasında görülür.

  • Bu dönemin başında çocuklar sözcükleri birleştirir. Ama bunlar iki tek sözcüğün artarda gelmesiyle oluştuğu için iki sözcüklü cümlecik sayılmaz.
  • Bu dönem, iki sözcüklü cümleciklere geçiş dönemi olarak ifade edilir. Hareketlerle anlatımdan çok sözcüklerle anlatım başlar.
  • Çocuk, 2 yılın sonuna doğru sözcüklerin birbiriyle olan ilişkilerini anlayarak onları yan yana getirerek farklı anlamları ifade etmeye başlar. “Anne gider.”, “Araba gider.” gibi oluşan iki sözcüklü cümleler, isim ve fiillerden oluşan, dil bilgisi çekim ekleri olmayan, içerisinde edat, zarf, sıfat bulunmayan cümlelerdir.
  • Sadece anlam taşıyan sözcüklerden oluşan bu cümleler, telgraf konuşması olarak ifade edilir. İki kelimenin birleşmesinden oluşan konuşma tarzı, gelişme gösterirken çocuk, kelimeleri yan yana getirerek kendi ana dilinin gramer yapısını öğrenmeye başlar. İki sözcüklü cümlelerde çocuklar, vurgu kullanmaktadırlar. Çocuğun konuşmasında ilkel dil bilgisi sistemi başlar.

Üç ve daha fazla sözcüklü ifadeler, 2-3 yaş dönemini kapsar.

  • Çocuk 3-4 kelimeyi biraraya getirerek tek bir düşünceyi bütün olarak ifade eder. Çocuk; mantıklı, anlamlı ve yerinde cümleler yapar. Küçük emirleri yerine getiren çocuk, basit soruları cevaplandırır.
  • Yeni sözcükler öğrenen çocuğun sözcük hazinesi gelişerek sözel iletişimi artar. Bu dönemde çocuğun söyledikleri, durum içinde değerlendirilmelidir. Örneğin “Anne çorap” dediğinde bu cümle “Annenin çorabı” anlamını taşırken; diğeri “Anne çorabını giydi” anlamını ifade etmektedir.
  • Çocuk soru sormak, istek ve emirlerini bildirmek için ses tonunu değiştirmektedir. “Anne ceket” ifadesinde ses tonu değişikliği ile çocuk “Anne bu ceket mi?” sorusunu sorabilir.
  • 2-3yaş çocuklarının cümleleri çok açık; fakat gramer yönünden eksik olabilir. Üç sözcüklü birleşimlerde zaman ekleri, sıfatlar, zamirler, edatlar ve çekim ekleri yoktur. Bu dönemdeki üç sözcüklü birleşimler ya yeniden birleştirme (anne at + top at = baba top at ) ya da genişletme (büyük kalem = çok büyük kalem) şeklinde olur.
  • Çocuk, çok sözcüklü cümleler yaparken dilin temel yapılarını da öğrenir. Çocuğun basit düzeyde de olsa işaret sıfatlarını, işaret zamirlerini, zarfları, olumsuz yapıları soru yapılarını, çekim eklerini kullanmaya başladığı görülür.

Gramer kurallarına uygun konuşma dönemi, 3-6 yaş dönemini kapsar.

  • 3-4 yaş çocuğunun kelime hazinesi gelişir. Yeni sözcükler öğrenirken, bildiği sözcükleri daha esnek kullanır. Ana dilinin temel yapılarını öğrenir.
  • Kendini rahatça ifade eder. Dil kullanımı çok yönlü olup duygularını, düşüncelerini ilişkilerini anlatır. Fısıldamayı öğrenir. Hayali oyunda dil kullanır.
  • Çocuk, kendine dönük açıklamalar yaparak benmerkezci konuşma sergiler. Söz diziminde özne, nesne ve yüklem arasındaki fonksiyonel ilişkileri anlar.
  • Çekimkurallarının görülmeye başladığı dönemdir. Çocuk geçmiş, şimdiki ve geniş zaman eklerini kullanır. Çocuk önce “Kedi içer.” derken şimdi “Kedi içiyor.” şeklinde kullanır. “ Nerede, ne zaman?” 3 yaş civarında olan çocuklar ne, kim? sorularını genişletirler.
  • Yetişkinlerin kullandığı soru formlarındaki cümleleri, 4 yaşlarında üretmeye başlarlar. 4-5 yaşta çocuk dili kolay ve doğru kullanılır. Anne ve babasının ses perdesini taklit eder.
  • Dili kullanmada kız çocukları, erkek çocuklarına göre daha iyidir.
  • Sözcük sayısı artmaya devam eder. Kelime hazineleri 1000 kadardır. Önceki döneme göre daha karmaşık cümle yapısı kullanmaya başlarlar.
  • Çocuk, 5 yaşına geldiğinde olayları sırasına göre anlatır. “ Elimi yıkadım ve yemeğimi yedim” gibi. Olayları “ önce-sonra”, “ sırasına dizme”; geçmiş, şimdiki, gelecek” zamanı kullanımı gelişir.
  • Çocuk, 5 sözcük içeren cümleler kurabilir. Çocuklar 6-7 yaşlarında birlikte yaşadıkları yetişkin gibi konuşurlar. Sözcük sayısı ortalama 2000 kadardır. 8 yaşına geldiğinde sözcük sayısı 3000’e ulaşır. Bu yaştan sonra dinleme süresi artar. Yaşadıkları olayları mantıklı bir şekilde anlatırlar. Telaffuzları düzgün, kelimeleri çeşitlidir

Konuşma gelişimi her çocukta bir miktar farklılık gösterse de belli bir sırayı ve belli bir zamanı takip eder.

0 – 3 ay:

Doğal sesler (hapşırma, ağlama gibi),
Agulama,
Seslendirme (huzur, rahatlık ifade eden) Sesin geldiği yöne bakma,
Sese yüksek ses ile tepki verme,
/k/, /g/ gibi dil arkası ile üretilen seslerin üretimi görülür.

4 – 6 ay:

Hece tekrarları (ba-ba-ba, ma-ma-ma),
Kendi sesi ile oynama,
Sesleri ayırt etme,
/t/,/d/ gibi orta ve /p/, /b/ gibi önde çıkartılan seslerin üretimi görülür.

6 – 8 ay:

Ses dağarcığının genişlemesi,
Farklı ses bileşimlerini denemek için vokal oyunlar,
Tekralamalı babıldama (mamama),
çeşitlendirilmiş babıldama görülür.

9 – 12 ay:

Sesin geldiği yöne dönme,
İsmini tanıma, seslenildiğinde bakma,
“Hayır” ya da “yapma” uyarılarını anlama,
Ses taklitleri yapma,
İlk anlamlı sözcük üretimi,
Yapma sözcük üretimi ve kullanımı,
Kendini ifade edebilir hale gelmiştir.

12 -18 ay:

4-6 sözcük kullanma,
Yaklaşık 50 tane sözcüğü anlama,
Nesne isimlendirme, ismi söylenen nesneyi tanıma,
Kendi bedeninde göz-kulak-burun gibi en az üç vücut bölümünü tanıma görülür.

18 – 24 ay:

Daha sistematik ve düzenli söyleyiş örüntüleri, (Yetişkin söylemleri ile bağlantı kurulabilir.)
Sözcük dağarcığında gelişme görülür.

2 – 3 yaş:

2-3 sözcükle cümle kurabilme,
En az 5 vücut parçasını başkasının üstünde gösterebilme,
Sözcükleri anlama ve 200 sözcük kullanabilme,
Konuşmasındaki anlaşılabilirlik artar.